CEZAEVLERİNDE ARAMA

CEZAEVLERİNDE ARAMA

Oda ve Eklentileri ile Üst ve Eşyada Arama

Kurumlarda, odalar ve eklentilerinde, hükümlülerin üst ve eşyasında habersiz olarak her zaman arama yapılabilir. Kurumun tamamında her ay bir kez mutlaka arama yapılır. Aramalar, gerektiğinde dış güvenlik görevlileri veya kolluk kuvvetleriyle veya diğer kamu görevlilerince ortaklaşa gerçekleştirilebilir. Oda ve eklentilerinde yapılacak aramalarda bir hükümlü hazır bulundurulur (CGTİHK m.26; Tüzük m.46/1).

Çıplak Olarak veya Beden Çukurlarında Arama

Hükümlünün üzerinde, kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi hâlinde çıplak olarak veya beden çukurlarında aşağıda belirtilen usullere göre arama yapılabilir (Tüzük m.46/2).

  1. Çıplak arama, hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek şekilde ve kimsenin görmemesini sağlayacak tedbirler alınarak gerçekleştirilir.
  1. Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarttırılır, bedenin alt kısmındaki giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarttırılır. Bu giysiler de mutlaka aranır.
  1. Çıplak arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Aranan kişinin beden çukurlarında bir şeyin bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin bulunması hâlinde öncelikle hükümlüden madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılması istenir, aksi hâlde bunun zor kullanılarak gerçekleştirileceği bildirilir.

Beden çukurlarındaki arama, cezaevi tabibi tarafından yerine getirilir Çıplak olarak arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir.

Beden ve üst aramaları aynı cinsiyetten güvenlik ve gözetim görevlileri tarafından yapılır (Tüzük m.46/3).

Aramalar, gerektiğinde dış güvenlik görevlileri veya kolluk kuvvetleriyle ya da diğer kamu görevlilerince ortaklaşa gerçekleştirilebilir (Tüzük m.46/4).

Çıplak olarak ya da beden çukurlarında yapılacak aramaya CGTİHK’da yer verilmiş değildir. Bu yönüyle Kanunda yer verilmeyen bir tedbirin Tüzük’te düzenlenmesi doğru olmamıştır. Söz konusu tedbirin özellikle insan haysiyeti bakımından tartışılabilir olduğu söylenmelidir. Gerçekten söz konusu tedbire kurum amirinin yani idari bir makamın karar vermesi ve tedbire başvurulabilmesi için “makul ve ciddi emare” gibi belirsiz bir kriterin yeterli kabul edilmesi yerinde olmamıştır. Bilindiği gibi CMK beden muayenesi için ciddi koşullar öngörmüştür. Kişinin hükümlü olması bu tür müdahalelere açık bir kişi hâline geldiği anlamına gelmemelidir. Hükümlü her tür tedbire maruz bırakılabilecek bir obje hâline getirilemez. Her ne kadar Tüzük m.46/9’da arama sırasında insan onuruna saygının esas olduğu açıkça ifade edilmiş ise de bunu ortadan kaldırabilecek düzenlemelere yer vermekten kaçınılmalıdır. Anayasa m.13’te yer alan “özgürlüklerin özü” kriteri bir kez daha hatırlanmalıdır.